İPLEN ANANI ANDIĞIN AN, O ANAN ÇAĞA-CIĞA GÜN Kİ DAHA ÇAĞANIN AYAĞINI ANDIĞIN GÜN ÖKÜZ ÇÖP ÇÖRÜŞ İNER
Original-Latin : İPEN ANAN ANAN AN O ANAN ÇO ÇIYO ÇNGÜ DO ÇO IYAĞN AN-ÇN-ÖXZ ÇÖP ÇÖR ŞENEİN
Transcript :
Yazarın 42v sayfasında ÖXZ ÇÖP (ÖKÜZ ÇÖP) adında bir bitki adı geçmekte ve bu bitkinin hamile kalmak isteyen kadınların dileklerini gerçekleştirebileceği ile ilgili bir imada bulunulduğunu düşünmemizi sağlayacak ifadeler yer almaktadır.
Öyle ki >>>>
VM 42v sayfasının ilk satırında yazarın yazım biçimi ile şu ifade/tümce yer alır:
**"İPAN/EN ANAN ANAN AN O ANAN, ÇO ÇIYO ÇNGÜ DO ÇO IYAĞN AN-ÇN-ÖXZ ÇÖP ÇÖR ŞANAIN/ŞENEİN"**
Bu satırın transliterasyonunu fonetik değerce yakın sözcüklerle transkripsiyon biçimine uyarlarsak şöyle yazabiliriz: "İPAN/EN ANAN ANAN AN O ANAN ÇA-ÇIYA ÇÜN-GÜ DA ÇA AYAĞIN AN ÇÜN ÖXZ ÇÖP ÇÖRŞ ANAIN/ENEİN"
Bunu günümüz dilinde yazmış olsak aynı sözcük sırasını takip ederek şöyle yazabilirdik: "ÇAĞA-CIĞA GÜN Kİ DAHA ÇAĞA AYAĞINI ANDIĞIN GÜN (zaman) ÖKÜZ ÇÖP ÇÖRÜŞ ANANIN/EN-EİN"
Burada ANANIN ifadesini çevirmeye gerek yok ki o zaten çok net biçimde ANNENİN olarak güncel Türkçeye çevrilmektedir. Fakat burada bu sözcükten önce yazılmış olan ÇÖ ÇÖRÜŞ sözcüklerinin sesli uyumunu takip ederek bunu her zaman ENEİN biçiminde okumamız gerektiğini anlıyoruz. İşte burada AN okunan tamga yazı işaretinin önündeki sözcüğün veya fonetik değerin onun EN okunması gereken zamanı okuyucuya ve bize bildirdiğini 240 VM sayfası boyunca aynı örüntüyü takip eder biçimde kaydetmiş bulunuyoruz. Burada ENEİN sözcüğü muhtemelen "in-ecek" / "inecek-olacak" ("sarkacak") / "inecek / sarkacak") gibi bir anlamda olmalıdır fakat muhtemelen bu detayda Eski Türkçe uzmanı dil bilimcileri verebileceği daha derin açıklamalar da olabilir.
Bir diğer önemli unsur yazarın bu satırda yazdığı ve dışarıdan bakınca ayrı iki sözcük birimi gibi algılanan bu ÇOR ŞAIN ifadeleri esasen elyazması boyunca yazarın defalarca benzer biçimlerini oluşturduğunu gördüğümüz bir sözcükleri bölerek yazma biçimidir. Yazar muhtemelen içerik okunamasın veya zor okunsun diye bu tip bir yazım biçimi seçmiştir. Her sözcükte bu biçimi uygulamasa bile her sayfada görülebilen örnekleri mevcuttur. Hecelere yazım dışında bir sözcüğün belli harfini ondan öncekine veya sonrakine tutturması durumu defalarca kaydedilmiştir. Dolayısıyla burada ÇORŞ AIN yazmaktadır ve bunu sadece fonetik bütünlüğe dayalı semantik çıktıyı görünce algılamak söz konusu olabilmektedir.
Burada ilk baştaki çoklu heceli bölümde «İPAN/EN ANAN ANAN AN O ANAN» yazmaktadır. Bu «İple ananı andığın an o anan, (Anneni bir iple hatırladığın an, o annen, ... )» anlamındadır. İple anneyi anmak muhtemelen bir dilek ağacına ölen anneyi veya mukaddes kabul edilen bir anneyi anarak o mukaddes anadan ricada/istekte bulunmak ve bu isteği bir çaputa yazarak dilek ağacına ip ile bağlamak kastediliyor olmalıdır. Öyle ki Orta-Çağ'da yapıldığı bilinen bu uygulama Anadolu'da ve Tarihi Türkistan coğrafyasında (ve belki başka da coğrafyalarda) bugün bile uygulanmaktadır.
Bu sayfadaki ilk ana çizimi ve tuğra yazım biçimi mantığıyla oluşturulmuş bu ifadeleri takip eden yazımda; ÇAĞACIĞA sözcüğü yazılıdır. ÇAĞA çocuk anlamındadır ve burada YAVRUCAĞA anlamında yazılmıştır. Tarihsel olarak bazı lehçelerde ÇAA, ÇAĞA, ÇAGA, ve sadece ÇA biçimindeki yazımı dil bilimciler tarafından kaydedilmiş olup TDK sözlüklerinde de bunlar görülmektedir. Ayrıca tümcede iki defa geçen gün ifadesinin gün, güneş, zaman, ışık anlamı yanı sıra hayat (gün görmek) anlamı da vardır. Öyle ki burada ilk olarak yazılmış GÜN ifadesinin HAYAT ve ikincinin ZAMAN anlamında olduğu düşünülebilir.
Burada bu ilk satırdaki ibarenin tamamını anlamca günümüz Türkiye Türkçesine çevirecek olursak (öyle ki tümce bu satırda tamamlanmıyor ve bir sonraki satıra devam ediyor olabilir) burada şu ifade yer alır:
"İple ananı andığın an, o anan çağacığa (yazrucağıza/çocukcağıza) gün (ışık/hayat) ki daha çağa ayağını andığın gün (zaman) öküz-çöp çörüş iner."
Bu ifade bebek bekleyen bir gebenin sağlıklı bir evlada sahip olması için mukaddes veya rahmetli annesinin ruhuna dilek tuttuğunu ve bir iğle bu dileği dilek ağacına koyduğunu ve yazarın da buna atıfta bulunarak bütün gebe analara veya belli birisine bu sözleri söylediğini veya yazdığını varsayabiliriz. Bu ifadenin dolaylı olarak anlam özü şudur: "Mukaddes anneni andığında ve ondan çocuk sahibi olmayı dilediğin anda çocuğun hayat bulabilir ki (gebelik gerçekleşebilir ve hatta) daha çocuğun ayağını düşündüğün/andığın anda öküz çöp çörüş (çift sürmek için ilk öküze destek olacak yedek öküz) gökten iner."
Bu ifade esasen umudu kaybetmeme önerisidir ve mukaddes anaya sağlıklı biçimde gebe kalmayı dileyecek insanların daha mukaddes analarının adını andıkları anda çocuğun (gebeliğin) gerçekleşeceğine ve gelecek çocuğun kendi bereketi ile geleceğine yönelik dolaylı bir anlatıdır.
Ayrıca burada ÖKÜZ-ÇÖP olarak geçen adın aynı zamanda bu sayfada (42v) sayfasında çizimi yapılan bitkinin adı olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki bitki adlandırmalarında aynı bitkinin farklı lehçe coğrafyalarında farklı adlarla adlandırılmış olduğu bilinmektedir. Bir coğrafyada öküz-kuyruğu veya öküz otu gibi bir bitki adının başka bir yerde sığır kuyruğu gibi veya benzeri biçimlerde adlandırılmış olması mümkündür. Üstelik öküz, manda, sığır, camış gibi adlarla başlayan çok sayıda bitki türü mevcuttur ve burada yapılan çizimin hangi bitki türü olduğunu veya Latince adını söyleyebilecek bilgiye sahip değiliz. Dolayısıyla tam sayfa çevirisinin yapılmasını takiben zamanla bu detay hakkında bitki bilimcilerin fikirlerini açıklayacaklarını düşünebiliriz. Anca, büyük bir olasılıkla yazarın bahsettiği bitkinin doğurganlıkla veya hamilelerde (Orta Çağda) bazı uygulamalar veya ilaç olarak kullanıldığı düşünülebilir.
Burada not etmemiz gereken bir diğer unsur yazarın bitki çizimi yaptığı sayfalarda çizimini yaptığı bitkilerin faydalarından bahsettiği bilinmektedir. Bir diğer bilinen şey bitki çizimi sayfalarında satır sonları ve satır içinde aynı veya yakın seslerle oluşturulmuş uyak formu tekrarları görülmektedir. Bu da şiirsel bir uyak formunda satırların her zaman bir tümce olması gerekmeyeceğini ve son sözcüklerin fonetik uygunluğu tümce yapısının tam sağlanarak kapanmasından daha önemli görüldüğü bilgisini vermektedir.
En önemli bilgi ise bu eser boyunca başka sayfalarda da örneği görüldüğü gibi sözcüklerin fonetik biçim ve bölünerek birbirine bağlanma biçimini değiştirince başkaca ve anlam bütünlüğü olan tümcelerin görülmesidir. Öyle ki bu satırda da bu gözlemlenmiştir ve bu noktada muhtemelen Eski Türkçe uzmanı dil bilimcilerimiz bunları gündeme getireceklerdir. Elbette son sözü Eski Türkçe uzmanı profesörlerimiz zamanla ve fikir birliği içinde söyleyeceklerdir. Burada okuma ve transkripsiyon karşılaştırma çalışmaları devam eden bir işin mevcut aşamasındaki bulgu ve yorumları okumaktasınız: Eserin tamamı güncel dillere çevrildiğinde çevirilerde kısmi anlamsal ve fonetik öneriler yapılmış olacaktır ve bunlar zamanla tartışılacaktır. Bu anda bu çalışma sonlanmamış ve devam eden bir çalışma olarak sadece VM içeriğinde Eski Türkçe olduğunu kanıtlamaya yetecek çoklu ve zengin dilsel unsurlar içerdiğini göstermiş olması bakımından önemlidir.
---- / ----
>>>>>>> Linguistic and Semantic Analysis of Voynich Manuscript Folio 42v, Line 1:
>>>>
On the first line of folio 42v of the Voynich Manuscript (VM), the author has written the following expression in his characteristic script:
"İPAN/EN ANAN ANAN AN O ANAN, ÇO ÇIYO ÇNGÜ DO ÇO IYAĞN AN-ÇN-ÖXZ ÇÖP ÇÖR ŞANAIN/ŞENEİN"
When transliterated using phonetically proximate lexemes and adapted to a transcriptional format, this line may be rendered as:
"ÇA-ÇIYA ÇÜN-GÜ DA ÇA AYAĞIN AN ÇÜN ÖXZ ÇÖP ÇÖRŞ ANAIN/ENEİN"
In contemporary Turkish, preserving the original word order, the sentence would read:
"ÇAĞA-CIĞA GÜN Kİ DAHA ÇAĞA AYAĞINI ANDIĞIN GÜN (zaman) ÖKÜZ ÇÖP ÇÖRÜŞ ANANIN/EN-EİN"
>>>>>
The term ANANIN requires no translation, as it clearly corresponds to “ANNENİN” (“of your mother”) in modern Turkish. However, the preceding words ÇÖ ÇÖRÜŞ exhibit vowel harmony that signals the need to read the following term as ENEİN. Throughout the 240 pages of the VM, we have documented this pattern: the phonetic value preceding the glyph read as AN in the case often indicates that it should be interpreted as EN. Thus, ENEİN likely carries a meaning akin to “will descend,” “will lower,” or “will hang down.” Further etymological clarification may be provided by specialists in Old Turkic.
Another significant observation concerns the phrase ÇOR ŞAIN, which may appear to be two separate lexical units. However, the author frequently employs a writing style that splits words into misleading segments—likely to obscure readability. While not applied to every word, this technique appears on nearly every page. The joining of a letter from one word to the preceding or following syllable is a recurring phenomenon. In this case, the intended word is "ÇORŞ AIN", which can only be discerned through phonetic-semantic coherence.
The initial multi-syllabic segment “İPAN/EN ANAN ANAN AN O ANAN” translates to:
“The moment you remembered your mother with a string, that mother…”
This likely refers to a ritual act of remembrance, wherein one honors a deceased or sacred mother by tying a wish to a tree using string—a practice known from the medieval period and still observed today in Anatolia, historical Turkestan, and possibly other regions.
Following this segment, the word ÇAĞACIĞA appears. ÇAĞA means “child,” and in this context, it is used in the diminutive form, meaning “little child” or “infant.” Historical dialectal variants such as ÇAA, ÇAĞA, ÇAGA, and ÇA have been documented by linguists and are listed in Turkish dictionaries. The word GÜN, which appears twice in the sentence, may carry multiple meanings: “day,” “sun,” “time,” “light,” and metaphorically, “life” (as in “to see days”). Thus, the first GÜN likely refers to life, and the second to time.
If we were to translate the entire line into modern Turkish, preserving its semantic structure (noting that the sentence may continue onto the next line), it would read:
“The moment you remembered your mother with a string, that mother—light/life to the little child—so that the moment you remembered the child’s foot, the ox-stick support descends.”
This expression may be interpreted as a hopeful invocation by a pregnant woman, seeking a healthy child through a sacred or deceased mother’s spirit. The act of tying a wish to a tree with string is referenced, and the author may be addressing all expectant mothers or a specific individual. The underlying meaning is:
“When you remember your sacred mother and wish for a child, the child may come to life (i.e., conception may occur), and even at the moment you think of the child’s foot, the ox-stick support (a secondary ox used in plowing) descends from the sky.”
This is essentially a message of hope: that invoking the name of a sacred mother may lead to conception, and that the child will arrive with its own blessings.
Furthermore, the term ÖKÜZ-ÇÖP likely refers to the name of the plant illustrated on folio 42v. It is well known that plant names vary across dialectal regions. A plant called “ox-tail” or “ox-weed” in one region may be known as “cow-tail” or similar elsewhere. Numerous plant species begin with terms like ox, buffalo, cow, or water buffalo, and while we cannot yet identify the exact species or its Latin name, we anticipate that botanists may offer insights following a full-page translation. It is highly probable that the plant in question was associated with fertility or used in treatments for pregnant women during the medieval period.
>>>>
Another noteworthy point is that on pages containing botanical illustrations, the author often describes the medicinal, etc, benefits of the depicted plants. Additionally, these pages frequently exhibit phonetic rhyme patterns at line endings or within lines. This suggests a poetic structure, where phonetic harmony may take precedence over syntactic completeness.
Most importantly, as observed elsewhere in the manuscript, altering the phonetic segmentation and recombination of words often reveals entirely new, semantically coherent sentences. This phenomenon is also present in this line and will likely be addressed by experts in Old Turkic linguistics. Ultimately, the final interpretation will be determined by consensus among professors specializing in Old Turkic.
What you are reading here represents findings and interpretations from an ongoing transcription and comparative reading project. As the full manuscript is translated into modern languages, partial semantic and phonetic suggestions will be proposed and debated. At this stage, the work remains unfinished, but it is already significant in demonstrating that the VM contains a rich array of linguistic elements sufficient to support the hypothesis that its content is indeed Old Turkic.